Romantik
New member
Ödeme Aczi: Kalbin Borç Defteri
Selam dostlar,
Bu akşam size biraz farklı bir şey anlatmak istiyorum. Belki hukuk kitaplarında, belki bir icra dairesinin soğuk duvarlarında geçen bir terim gibi duyulacak ama ben onu bambaşka bir yerden anlatacağım: “Ödeme aczi.”
Kulağa kuru, resmi ve uzak geliyor değil mi? Ama aslında hayatımızın tam ortasında duruyor. Çünkü hepimizin bir gün birine, bir şeye, kendimize bile “ödeyemediğimiz borçları” var.
Bir Kafenin Köşesinde Başlayan Hikâye
O gün akşam üstüydü. Küçük bir kafede yağmurun pencerelere vurduğu o sessiz saatlerde, Elif ve Murat karşılıklı oturuyorlardı.
Murat’ın önünde siyah kahve, Elif’in önünde ise bitmeyen bir papatya çayı vardı. Sessizlik, aralarındaki en gürültülü şeydi.
Murat konuştu ilk:
— Elif, inan bana, elimde olsa her şeyi yerine koyardım. Ama şu an ödeme gücüm yok…
Elif, başını kaldırıp gözlerinin içine baktı.
— Bahsettiğin banka borcu mu Murat, yoksa kalp borcu mu?
Murat’ın boğazı düğümlendi. Çünkü ikisini de ödeyemiyordu.
Bir Adamın Çözüm Arayışı
Murat, mühendis bir adamdı. Mantıkla yaşar, hesapla konuşurdu. Her şeyin bir planı, her krizin bir formülü olduğuna inanırdı.
Ama bu kez işler öyle yürümüyordu. Maddi olarak sıkışmıştı, ev kredisi, araba borcu, geçim derdi…
Her şeyi çözmeye çalışırken farkında olmadan en önemli şeyi kaybetmişti: Elif’in güvenini.
Bir gün cebinde kalan son parayla ona çiçek almak istedi ama sonra hesap yaptı: “O parayla faturayı öderim, çiçek bekleyebilir.”
Ama Elif bekleyememişti. Çünkü onun borcu para ile değil, duyguyla ödenirdi.
Bir Kadının Empatisi
Elif ise öğretmendi. İnsanların iç dünyasını sezmekte ustaydı. Murat’ın yüzündeki yorgunluğu, sustuğu her cümledeki çaresizliği görüyordu.
Ama içinden bir ses “Yorgun olmak başka, uzaklaşmak başka” diyordu.
O da bir borç hissediyordu: kendine karşı.
Sevilmeyi, hatırlanmayı, önemsenmeyi hak ettiğini biliyordu ama Murat’ın borç defterinde onun adı silik kalmıştı.
Ödeme Aczi: Yalnız Parada Olmaz
Murat bir akşam evraklarını düzenlerken, icra dairesinden gelen bir tebligatla karşılaştı: “Borçlu, ödeme aczine düşmüştür.”
O cümleyi defalarca okudu.
Sonra düşündü: “Ben sadece finansal olarak değil, duygusal olarak da ödeme aczindeyim.”
Birine teşekkür edemediği, birini affedemediği, bir sözü tutamadığı her an… aslında kalbinde bir borç birikmişti.
Elif’in sabrını, anlayışını, sevgisini defalarca almış ama geri ödeyememişti.
O gün anladı ki “ödeme aczi” sadece para ile ilgili bir terim değil; insanın vicdanının, sevgisinin, hatalarının toplamında yazan bir kavramdı.
Bir Mektup, Bir Vicdan Hesabı
Bir gece Murat, eline kalemi aldı. Uzun zamandır susan duygularını kelimelere döktü:
*"Elif, biliyor musun, ben hep ödemem gereken borçlara odaklanırken, sana olan borcumu unuttum.
Zamanında bir teşekkür, bir özür, bir dokunuş bile göndermedim.
Oysa bazen en büyük ödeme bir sarılmadır, bir kelimedir, bir hatırlamadır.
Ben ‘ödeme aczi’ne düştüm Elif. Parayla değil, kalple.
Ama inan, ödemek için hâlâ bir yol arıyorum.”*
Mektubu göndermedi. Ama o satırlar, yılların sessizliğini ödemeye yetti.
Kadınların Kalbi, Erkeklerin Zihni
Elif o akşam Murat’tan bir mesaj aldı: “Kendine iyi bak.”
Basit bir cümleydi ama içinde pişmanlık, sevgi ve vedanın karışımı vardı.
Kadınlar böyle mesajları sezgileriyle okur. Elif de anladı. Artık Murat’ın onu sevmediğini değil; Murat’ın kendini bile sevmekte zorlandığını…
Erkekler, her şeyi çözmek ister.
Kadınlar ise çözmeden de kabullenmeyi bilir.
Ödeme aczi, erkek için bir yenilgiyken, kadın için bir farkındalıktır.
Hepimizin Bir Borcu Var
Forumdaşlar, belki siz de hayatınızın bir yerinde “ödeme aczi” yaşamışsınızdır.
Birine hakkıyla teşekkür edememişsinizdir.
Bir sevgiyi yarım bırakmış, bir özrü içe atmışsınızdır.
İşte orada, kalbinizde küçük bir borç defteri açılır.
Bazen borçları bankalar değil, vicdan tahsil eder.
Ve hiçbir faiz, bir kalbin sessizliğini geri getiremez.
Bir Soru: Kime Ne Borcun Var?
Dostlar, sizden bir şey istiyorum. Bu yazıyı okurken düşünün:
Kime bir “özür” borcunuz var?
Kime bir “teşekkür” borcunuz kaldı?
Kimin kalbine bir “ödeme aczi” düşürdünüz, farkında olmadan?
Belki şimdi, bu forum satırlarında o borcu ödeyemezsiniz ama bir farkındalık başlatabilirsiniz.
Çünkü bazen “borç bitmez” ama “vicdan kapanır.”
O yüzden yazın, paylaşın…
Belki sizin hikâyeniz, birinin kalbinde ertelenmiş bir ödemeyi başlatır.
Ve belki o zaman anlarız:
Gerçek zenginlik, borçsuz olmak değil; kalben helalleşebilmekmiş.
Selam dostlar,
Bu akşam size biraz farklı bir şey anlatmak istiyorum. Belki hukuk kitaplarında, belki bir icra dairesinin soğuk duvarlarında geçen bir terim gibi duyulacak ama ben onu bambaşka bir yerden anlatacağım: “Ödeme aczi.”
Kulağa kuru, resmi ve uzak geliyor değil mi? Ama aslında hayatımızın tam ortasında duruyor. Çünkü hepimizin bir gün birine, bir şeye, kendimize bile “ödeyemediğimiz borçları” var.
Bir Kafenin Köşesinde Başlayan Hikâye
O gün akşam üstüydü. Küçük bir kafede yağmurun pencerelere vurduğu o sessiz saatlerde, Elif ve Murat karşılıklı oturuyorlardı.
Murat’ın önünde siyah kahve, Elif’in önünde ise bitmeyen bir papatya çayı vardı. Sessizlik, aralarındaki en gürültülü şeydi.
Murat konuştu ilk:
— Elif, inan bana, elimde olsa her şeyi yerine koyardım. Ama şu an ödeme gücüm yok…
Elif, başını kaldırıp gözlerinin içine baktı.
— Bahsettiğin banka borcu mu Murat, yoksa kalp borcu mu?
Murat’ın boğazı düğümlendi. Çünkü ikisini de ödeyemiyordu.
Bir Adamın Çözüm Arayışı
Murat, mühendis bir adamdı. Mantıkla yaşar, hesapla konuşurdu. Her şeyin bir planı, her krizin bir formülü olduğuna inanırdı.
Ama bu kez işler öyle yürümüyordu. Maddi olarak sıkışmıştı, ev kredisi, araba borcu, geçim derdi…
Her şeyi çözmeye çalışırken farkında olmadan en önemli şeyi kaybetmişti: Elif’in güvenini.
Bir gün cebinde kalan son parayla ona çiçek almak istedi ama sonra hesap yaptı: “O parayla faturayı öderim, çiçek bekleyebilir.”
Ama Elif bekleyememişti. Çünkü onun borcu para ile değil, duyguyla ödenirdi.
Bir Kadının Empatisi
Elif ise öğretmendi. İnsanların iç dünyasını sezmekte ustaydı. Murat’ın yüzündeki yorgunluğu, sustuğu her cümledeki çaresizliği görüyordu.
Ama içinden bir ses “Yorgun olmak başka, uzaklaşmak başka” diyordu.
O da bir borç hissediyordu: kendine karşı.
Sevilmeyi, hatırlanmayı, önemsenmeyi hak ettiğini biliyordu ama Murat’ın borç defterinde onun adı silik kalmıştı.
Ödeme Aczi: Yalnız Parada Olmaz
Murat bir akşam evraklarını düzenlerken, icra dairesinden gelen bir tebligatla karşılaştı: “Borçlu, ödeme aczine düşmüştür.”
O cümleyi defalarca okudu.
Sonra düşündü: “Ben sadece finansal olarak değil, duygusal olarak da ödeme aczindeyim.”
Birine teşekkür edemediği, birini affedemediği, bir sözü tutamadığı her an… aslında kalbinde bir borç birikmişti.
Elif’in sabrını, anlayışını, sevgisini defalarca almış ama geri ödeyememişti.
O gün anladı ki “ödeme aczi” sadece para ile ilgili bir terim değil; insanın vicdanının, sevgisinin, hatalarının toplamında yazan bir kavramdı.
Bir Mektup, Bir Vicdan Hesabı
Bir gece Murat, eline kalemi aldı. Uzun zamandır susan duygularını kelimelere döktü:
*"Elif, biliyor musun, ben hep ödemem gereken borçlara odaklanırken, sana olan borcumu unuttum.
Zamanında bir teşekkür, bir özür, bir dokunuş bile göndermedim.
Oysa bazen en büyük ödeme bir sarılmadır, bir kelimedir, bir hatırlamadır.
Ben ‘ödeme aczi’ne düştüm Elif. Parayla değil, kalple.
Ama inan, ödemek için hâlâ bir yol arıyorum.”*
Mektubu göndermedi. Ama o satırlar, yılların sessizliğini ödemeye yetti.
Kadınların Kalbi, Erkeklerin Zihni
Elif o akşam Murat’tan bir mesaj aldı: “Kendine iyi bak.”
Basit bir cümleydi ama içinde pişmanlık, sevgi ve vedanın karışımı vardı.
Kadınlar böyle mesajları sezgileriyle okur. Elif de anladı. Artık Murat’ın onu sevmediğini değil; Murat’ın kendini bile sevmekte zorlandığını…
Erkekler, her şeyi çözmek ister.
Kadınlar ise çözmeden de kabullenmeyi bilir.
Ödeme aczi, erkek için bir yenilgiyken, kadın için bir farkındalıktır.
Hepimizin Bir Borcu Var
Forumdaşlar, belki siz de hayatınızın bir yerinde “ödeme aczi” yaşamışsınızdır.
Birine hakkıyla teşekkür edememişsinizdir.
Bir sevgiyi yarım bırakmış, bir özrü içe atmışsınızdır.
İşte orada, kalbinizde küçük bir borç defteri açılır.
Bazen borçları bankalar değil, vicdan tahsil eder.
Ve hiçbir faiz, bir kalbin sessizliğini geri getiremez.
Bir Soru: Kime Ne Borcun Var?
Dostlar, sizden bir şey istiyorum. Bu yazıyı okurken düşünün:
Kime bir “özür” borcunuz var?
Kime bir “teşekkür” borcunuz kaldı?
Kimin kalbine bir “ödeme aczi” düşürdünüz, farkında olmadan?
Belki şimdi, bu forum satırlarında o borcu ödeyemezsiniz ama bir farkındalık başlatabilirsiniz.
Çünkü bazen “borç bitmez” ama “vicdan kapanır.”
O yüzden yazın, paylaşın…
Belki sizin hikâyeniz, birinin kalbinde ertelenmiş bir ödemeyi başlatır.
Ve belki o zaman anlarız:
Gerçek zenginlik, borçsuz olmak değil; kalben helalleşebilmekmiş.